T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
BİTLİS / ADİLCEVAZ - Akyazı Köyü İlkokulu

Haberler

Nis

Diş hekimliği hizmetlerini koruyucu diş hekimliği ve tedavi uygulamaları olarak ikiye ayırabiliriz. Çocuklar için koruyucu diş hekimliği ilk dişin sürmesinden 6 ay sonra başlayan ve ömür boyu devam eden bir süreçtir. Koruyucu diş hekimliği uygulamaları çocuğun ve tüm ailenin ağız ve diş sağlığını korumak için hekim ile anne-babanın işbirliği halinde olmasını gerektiren uygulamalardır.

Çocukluk Döneminde Koruyucu Diş Hekimliği;

  • Düzenli diş hekimi kontrolü,
  • Diş gelişiminin takip edilmesi, 
  • Doğru ve düzenli yapılacak diş fırçalama alışkanlığının kazandırılması,
  • Doğru diş ipi kullanma alışkanlığının kazandırılması,
  • Çocuğun çürük risk değerlendirilmesinin yapılıp gerekli önemlerin alınması,
  • Florit uygulamalarının yapılması,
  • Fissür örtücüler,
  • Uygun beslenme alışkanlığı kazandırma, 
  • Spor yaralanmalarından korunmak için ağız koruyucular,
  • Kötü alışkanlıkların tespiti ve önlenmesi (parmak-dil emme, tırnak yeme, emzik kullanma vb.),
  • Koruyucu ve durdurucu ortodontik tedavi,

Diş fırçalama alışkanlığının kazandırılması: Bakteriyelplağın uzaklaştırması ile ağızdaki bakteri sayısı %95 oranında azaltılabilir.

Hijyen eğitimi; bireylerin ağız sağlığı konusunda bilgilendirilmesi, doğru hijyen alışkanlıkları konusunda davranışsal olarak eğitilmeleri, düzenli hekim kontrollerine yönlendirilmeleri vb sayılabilir.

Beslenme alışkanlıkları: Çocuklarda beslenme ile ilgili temel yaklaşım; neyi yemeyecekleri değil, neyi yiyebileceklerinin tarifi ile ilgilidir. Öğünler arası şeker tüketiminin engellenmesi, alınan şeker miktarı ve yapışkan şekerlerin azaltılması, içilen su, tüketilen meyve ve sebze miktarının arttırılması gelebilir.

Fissür Örtücüler: Çürüğe hassas, plak birikimine uygun anatomik bölgelerin bir materyal (rezin-cam ionomer vb) ile kapatılması işlemi olarak tanımlanabilir. Derin ve riskli fissür yapıları için önerilen uygulamalardır.

Toplumların gelişmişlik düzeyleri sadece ekonomileri ya da kişi başına düşen gelir düzeyi ile değil, eğitim ve sağlık ölçütleri de göz önünde tutularak değerlendirilmektedir. Ağız ve diş sağlığı, bireyin vücut sağlığını doğrudan etkileyen bir faktördür. Öncelik tanınan sağlık sorunları ile beraber vücut sağlığının bir parçası olan ağız ve diş sağlığı korunmadığında birçok hastalığı beraberinde getirmektedir. Tüm sağlık konularında olduğu gibi ağız ve diş sağlığı ile ilgili hastalıklarda da tedaviden çok koruyucu önlemlere ağırlık verilmesi genel kabul görmektedir. Diş çürüğü ve diş eti hastalıkları hayat boyu maruz kalınabilen hastalıklar olduğu için koruyucu yöntemlerin de hayat boyu devam etmesi gerekmektedir. Koruyucu yöntemlerin etkin bir şekilde uygulanması ile diş çürüğü ve diş eti hastalıklarının azaltılması mümkün olmaktadır.

Diş hekimliği hizmetlerini koruyucu diş hekimliği ve tedavi uygulamaları olarak ikiye ayırabiliriz. Çocuklar için koruyucu diş hekimliği ilk dişin sürmesinden 6 ay sonra başlayan ve ömür boyu devam eden bir süreçtir. Koruyucu diş hekimliği uygulamaları çocuğun ve tüm ailenin ağız ve diş sağlığını korumak için hekim ile anne-babanın işbirliği halinde olmasını gerektiren uygulamalardır.

 

Nis

Adilcevaz ilçe genelinde düzenlenen Resim Yarışmasında ilkokullar kategorisinde 3. olan öğrencimiz Ecrin AKAGÜNDÜZ' ü tebrik ederiz. Kısıtlama tedbirleri nedeniyle hediyesini gönderen Milli Eğitim Müdürlüğümüze teşekkür ederiz.

Nis

Okuma alışkanlıkların en asilidir. ...

Nis

İSTANBUL'DAN ADİLCEVAZ'A GÖNÜL BAĞI KURAN GÜZİN YENİLMEZ ABLAMIZA AKYAZI KÖYÜ İLKOKULU OLARAK ÇOK TEŞEKKÜR EDERİZ. 

Nis

Ramazan ayında oruç tutulması, Kur'ân-ı Kerîm'de emredilmiş ve bu husustaki âyetlerde şöyle buyrulmuştur:

 "Ey iman edenler! Sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de -takvaya eresiniz, nefsinize hâkim olasınız diye- oruç farz kılındı.

O, sayılı günlerdir.

 İçinizden her kim o günlerde hasta olur yahut seferde bulunursa, tutamadığı günler sayısınca, başka günlerde kaza eder, öder.

 Oruç tutmaya güç yetiremeyenlerin de, bir yoksul doyumu fidye vermeleri gerekir.

 Kim hayrına fidyesini arttırırsa, bu, onun için daha hayırlıdır.

 Ramazan ayı öyle bir aydır ki, insanlara doğru yolu gösteren açık âyetleri kendisinde toplayan, hak ile bâtılı ayırt eden Kur'ân onda indirildi.

 İmdi, sizden her kim o aya erişirse, onu oruçlu geçirsin.

 Kim de hasta olur yahut bir sefer üzerinde bulunursa, tutamadığı günler sayısınca, başka günlerde kaza etsin.

 Allah size kolaylık diler, güçlük dilemez.

 Bu da o sayıyı ikmal ve size olan hidayetine karşı Allah'ı tekbir etmeniz içindir; gerek ki şükredesiniz!

 Oruç gecesi kadınlarınıza yaklaşmak size helal kılındı.

 Onlar sizin için libastır. Siz de onlar için libassınız.

 Allah nefislerinize karşı zaafınızı bildiği için, kabul etti, sizi bağışladı.

 Artık onlara yaklaşınız da, Allah'ın sizin için yazdığını isteyiniz!

 Fecrin siyah ipliğinden beyaz ipliğini seçinceye kadar, yiyiniz, içiniz. Sonra, ertesi geceye kadar, orucu tam tutunuz!

 Mescidlerde itikatta bulunduğunuz zaman, kadınlarınıza geceleri de yaklaşmayınız!

 Bu hükümler, Allah'ın koyduğu sınırlardır. Sakın, onlara yaklaşmayınız! İşte, Allah âyetilerini -korun­sunlar diye- insanlara böyle açıklar."

Nis

Nis

 

Bir varmış, bir yokmuş; Hayvanların mutlu yaşadığı bir ülke varmış. Bu ülkede ceylan, kaplumbağa, karga ve fare bir arada güzel güzel yaşıyormuş. Yurtları uzak, çok uzak bir yerdeymiş. Mutlulukları da bu yüzdenmiş. Bir gün ceylan çayırda oynuyormuş, halinden çok mutluymuş. Ancak birdenbire insanoğlunun en iyi dostu olarak bilinen bir köpek çıkmış ortaya. Tabi arkasından da bir insan gelmiş. Köpek ve adam ceylanın peşinden koşmaya başlamış. Ceylan kaçmış onlar kovalamışlar. Bu sırada evde yemek zamanıymış. Sofrayı hazırlayan fare, bakmış arkadaşlarından biri eksik. Arkadaşlarına dönerek:

– Neden, demiş hep dörtken bu gün üçüz? Ceylan arkadaşımız bizi unuttu mu dersiniz?

– Unutmaz, demiş kaplumbağa. Mutlaka başı dertte olmalı. Ne olurdu karga gibi kanatlarım olsaydı, uçar dolanırdım çayırları. Ya ceylanın yardımımıza ihtiyacı varsa, ne olduğunu bilmeden onu yargılamak doğru olmaz. Karga hak vermiş kaplumbağaya. Kanatlarını çırpıp havalanmış ve ceylanı aramaya başlamış. Birde ne görsün, ceylan ormanda bir tuzağa düşmemiş mi? Ağlardan kurtulmak için çırpınıp duruyor. Karga hemen dostlarına haber vermiş. Üçü düşünüp bir sonuca varmışlar. Biri evi bekleyecek, diğer ikisi ceylanı kurtarmaya gidecekmiş. Tabii ki evde kaplumbağa kalmış. Fare ile karga fırlayıp gitmiş. Kaplumbağa kalmış kalmasına ama, aklı hep dostlarındaymış. Sonunda o da çıkmış yola. Bir süre sonra fare ile karga ceylanın yanına gelmiş. Fare ağları kemirmiş. Sonra hepsi oradan ayrılmış. Avcı oraya gelip ağları parçalamış, tuzağıda bomboş görünce küplere binmiş. Öfke ile etrafa bakınmış o sıra kaplumbağayı görmüş. Onu çantasına koymuş.

– Ceylan bir başka güne kalsın. Biz bu akşam kaplumbağa ile yetinelim. Karga olup bitenleri yukarıdan görmüş. Hemen uçarak olanları ceylana ve fareye anlatmış. Üçü hemen bir araya gelip dostlarını nasıl kurtaracaklarını düşünmeye başlamışlar. Sonunda bir yol bulmuşlar. Ceylan, avcının önüne çıkıp kendini göstermiş. Ceylanı karşısında gören avcı hemen onun peşine düşmüş. Avcı kovalıyor, ceylan koşuyormuş. Sonunda avcı yorulup sırtındaki çantayı yere atmış. Farede bunu bekliyormuş. Hemen koşup, çantayı kemirmiş ve dostunu kurtarmış. Onlar ermiş muradına, avcı boş dönmüş evine.

 

Nis

 

Ülkemizde bilgisizlik, yanlış kullanım ve ihmal yüzünden soba, şofben, baca zehirlenmeleri hemen her yıl kış aylarında özellikle alçak basınçlı havalarda tehlikeli boyutlara ulaşmaktadır. Güneybatıdan esen bir rüzgâr olan "lodos" nedeniyle her yıl onlarca kişi özellikle sobadan olmak üzere sızan karbon monoksit gazı ile zehirlenmektedir.

Karbon monoksit renksiz, tatsız, kokusuz, yanıcı zehirli bir gazdır. Vücuda solunum yolu ile girer ve doğrudan kana geçerek oksijen alımını engeller zehirlenme ve ölüme neden olur. Havagazı, kömür vb. ısıtma amacıyla kullanılan her tür soba ve ocakta yanma sırasında oluşur. Karbon monoksit zehirlenmeleri sıklıkla; kapalı ortamlarda açık ocaklar, bacası çekmeyen soba, şofben, bacasız gaz sobalarında yakıtın iyi yanmaması nedeni ile meydana gelir. Karbon monoksitle meydana gelen zehirlenmelerde kısa süre içerisinde tıbbi müdahale yapılmazsa, zehirlenmeler ölümle sonuçlanabilir.

 

 

Soba ve Bacalarla İlgili Uyulması Gereken Kurallar  

  • Kullanılan her türlü ısıtma cihazının kalite belgesine sahip olup olmadığına, garantilerine ve garanti sürelerine dikkat edilmeli,
  • Kullanılan yakıtın standartlara uygunluğu kontrol edilmeli, izin belgesi olmayan satıcılardan kömür alınmamalı,
  • Aşırı doldurulan sobanın duman yolu daralacağı, soba içinde düzensiz ısı dağılımı nedeniyle de baca çekişi zayıflayacağı için soba yakılırken aşırı doldurulmamasına dikkat edilmeli,
  • Sönmekte olan sobaya asla tutuşması güç yakıtlar konulmamalı, yakıt yavaş yavaş ilave edilmeli, yatmadan önce sobaya kesinlikle yakıt konulmamalı,
  • İyi ısınmayan ve alttan yakılan kömür sobalarında karbon monoksit zehirlenmesi riski artacağından soba tutuşturulurken yakıtın üstten yanması sağlanmalı,
  • Özellikle alçak basınçlı lodoslu havalarda ölüm olaylarında artış görüldüğü için eğer bacalar standartlara uygun değilse alçak basınçlı havalarda soba yakılmamalı, yakılması zorunlu ise gece yatarken mutlaka tam olarak söndürülmeli,
  • Soba borularının birbiriyle birleştirilmesinde hava ve baca gazı sızdırmazlığı sağlanmalı,
  • Sobanın bulunduğu yer sürekli havalandırılmalı,
  • Bacalar standartlara uygun ve yalıtımlı olmalı, düzenli olarak temizletilmeli,
  • Dumanın geri tepmesini önlemek için bacaların en üst noktasının çatının en üst noktasından 1m. daha yüksekte olması sağlanmalı ve baca şapkası mutlaka takılmalı,
  • Binaların Yangından Korunması yönündeki mevzuat hükümlerine uyulmasına özen gösterilmelidir.

"Acil sağlık sorunlarında derhal 112 no'lu telefondan Acil Yardım Servisi aranmalıdır"


 Şofben Kullanımında Dikkat Edilecek Hususlar

  • Alınan cihazın kalite belgesi ve garantilerine dikkat edilmeli,
  • Şofben mutlaka bacaya bağlanmalı, baca bağlantısı olmayan (bina aydınlığına v.b. bağlı) şofben asla çalıştırılmamalı,
  • Şofbenin monte edileceği mekân yeterli büyüklükte olmalı, şofben mümkünse banyo yerine balkona veya başka bir havadar mekâna takılmalı, şofbenin montajı mutlaka yetkili servis tarafından yapılmalı,
  • Şofben zehirlenmeleri genellikle gaz kaçaklarından değil, yeterli havalandırma yapılmayan yerlerde yetersiz hava ve yetersiz yanma sonucunda oksijen oranının düşmesi ve karbonmonoksit oranının yükselmesiyle gerçekleştiği için şofbenin kullanıldığı yere sürekli temiz hava girmesi sağlanmalı,
  • Bacalar yatak odalarından, merdiven sahanlığından, bina girişlerinden, havalandırma boşluklarından, çatı arasından, banyo ve tuvaletten geçirilmemeli,
  • Konutlarda gaz kaçaklarına karşı uygun yerde detektör bulundurulmalı,
  • Şofbende gaz kaçağı hissedildiğinde: Öncelikle gaz vanası ve tüp dedantörü kapatılmalı, elektrik düğmeleri açılmamalı açıksa hemen kapatılmalı, kibrit - çakmak gibi alev ve kıvılcım çıkartabilecek hiçbir işlem yapılmamalı, pencereler karşılıklı açılarak ortam havalandırılmalı, hızla gaz şirketi yetkilisi veya şofben servisi aranmalıdır.

Lodos Süresince Dikkat Edilecek Hususlar

  • Lodos esintisinin etkili olduğu süre boyunca gerekmedikçe soba yakılmamalıdır.
  • Yanmakta olan soba yatmadan evvel mutlak surette söndürülmelidir.
  • Bina yanlarında veya çatı saçak altlarında yürümemeye veya durmamaya özen gösterilmelidir.
  • Kopan, sarkan ve yere düşen elektrik hatlarına ve kablolarına yaklaşmayınız ve bu gibi durumları 186 no'lu telefondan Elektrik Arıza Servisi'ne bildirilmelidir.
  • Çökme veya yangın tehlikesinin bulunduğu durumlarda derhal 110 no'lu telefondan İtfaiye Servisi'ni aranmalıdır.
  • Ortaya çıkabilecek acil sağlık sorunlarında derhal 112 no'lu telefondan Acil Yardım Servisi aranmalıdır.
  • Doğalgaz Şebekesi ile ilgili ortaya çıkabilecek sorunlarda 187 no'lu telefondan Doğalgaz Arıza Servisi aranmalıdır.

 

Nis

Cizre'de dünyaya gelen Cezeri, ismini ise yaşadığı şehir olan Cizre'den almıştır. Asıl adı İsmail Ebul İz Bin Rezzaz olarak bilinen mucit isim, El-Cezeri lakabıyla anılmaya başlanmıştır.

Cezeri, 1136 yılında Cizre'nin Tor mahallesinde doğmuştur. Sibernetik alanın kurucusu kabul edilen,fizikçi, robot ve matrix ustası bilim insanı "İsmail Ebul İz Bin Rezzaz El-Cezeri" 1206'te Cizre'de öldü. Lakabını yaşadığı şehirden alan El Cezeri, öğrenimini Camia Medresesi'nde tamamlayarak, fizik ve mekanik alanlarında yoğunlaştı ve pek çok ilke ve buluşa imza attı. Batı literatüründe M.Ö. 300 yıllarında Yunan matematikçi Archytas tarafından buharla çalışan bir güvercin yapılmış olduğu belirtilse de, robotikle ilgili bilinen en eski yazılı kayıt, Cezeri'ye âittir. Dünya bilim tarihi açısından bugünkü sibernetik ve robot biliminde çalışmalar yapan ilk bilim insanı olan Cezeri'nin yaptığı otomatik makineler günümüz mekanik ve sibernetik bilimlerinin temel taşlarını 84 oluşturmaktadır.

SUYU YUKARI TAŞIMAK İÇİN DÜZENEK TASARLAMIŞTI

12. yüzyılın sonları ve 13. yüzyılın başlarında Diyarbakır ve Cizre'de yaşayan bilgin el-Cezeri, büyük miktarlarda suyu yukarı taşımak amacıyla beş düzenek tasarlamıştı. Bu düzeneklerden üçü hayvan gücüyle çalışırken ikisi kendi kendine işler, yani otomatiktir. El-Cezeri bu çalışmaları sırasında krank milini ilk kez kullanmıştı. Dönme hareketini doğrusal harekete dönüştüren krank mili, tarihteki en önemli keşiflerden biri olarak kabul ediliyor. Günümüzde otomobillerden lokomotiflere pek çok alanda kullanılıyor.

El-Cezeri'nin su gücüyle çalışan pompa düzeneğinde dişli çarklar, bakır pistonlar, emme ve iletme amaçlı borular ve tek yönlü sürgülü vanalar kullanılıyordu. Bu düzenek suyu emerek yaklaşık on iki metre yukarı taşıyabiliyordu. 

 

CEZERİ'NİN TÜRBESİ DE CİZRE'DE

Cezerî, kitabında 50 aracın tasarımını vermiştir. Bu sebeple bu toprakların medar-ı iftiharlarından biri olmayı hak etmiştir. Bu araçların 6'sı su saati, 4'ü mumlu saat, 1'i kayık su saati, 6'sı ibrik, 7'si eğlence amaçlı kullanılan çeşitli otomatlar, 3'ü abdest almak için kullanılan otomat, 4'ü kan alma teknesi, 6'sı fıskiye, 4'ü kendinden ses çıkaran araç, 5'i suyu yukarı çıkartan araç, 2'si kilit, 1'i açı ölçerdir.

El Cezeri'nin türbesi Şırnak'ın Cizre ilçesinde yer alıyor.

 

Nis

 

Evvel zaman içinde kalbur saman içinde padişahların yaşadığı çok eski zamanlarda, güzel bir bahçenin ortasındaki beyaz evde saçları altın sarısı renginde güzeller, güzeli Başak adında bir genç kız annesi ile birlikte yaşıyormuş. Babaannesinden kalma kemik tarak ile her sabah sarı saçlarını bıkmadan, usanmadan saatlerce tararmış.
Tarağın dişleri arasında kalan ve dökülen saçlarını tek, tek toplar bir mendilin içine koyar ve saklarmış. Beyaz evlerinin olduğu bahçedeki çiçekler mis gibi kokar, herkes onlara hayranlıkla bakarmış. Genç kızın annesi çiçeklerle hergün ilgilenir, onları sular ve onlara sevgisini gösteren sözler söylermiş. Çiçeklerle uğraşmak o kadarda kolay değilmiş. İlgi göstermez onlara bakılmazsa hemen boyunlarını büker, küserlermiş. Genç kızın annesi hergün karanlık çöktüğünde çiçeklerin içersinden seçtiği bir çiçeğin üzerine genç kızın sarı saçlarından bir tel koyar ertesi sabahta o çiçek onlara bir altın verirmiş. Bu anne ve kızın arasında bir sırmış. Kimseye muhtaç olmadan yaşayıp gidiyorlarmış.

Günlerden birgün, köşede duran kadının biri genç kızın annesini çiçekten altın alırken görmüş. Hayretler içersinde kalarak:

-" Gördüklerim doğrumu acaba" diyerek hemen plan yapmaya başlamış. Üzerine eski, yırtık ve kirli bir elbise giyerek Başak ve annesinin yaşadığı eve gelmiş. Kapıyı çalmış genç kızın annesi kapıyı açtığında:

-" Çok zor durumdayım, birkaç gün sizde kalabilirmiyim" demiş ve yere yığılmış. Kadının bu halini gören Başak ve annesi haline çok acıyıp kadını eve alıp yatağa yatırmışlar. Merakla beklemeye başlamışlar. Kadın gözlerini açtığında bir bardak su istemiş. Başak suyu getirmiş içtikten sonra:

-" Karnım çok aç " demiş. Genç kız ve annesi hemen kadına çorba yapıp bir güzel karnını doyurmuşlar. Kadın karnı doyduktan sonra ellerini açıp dualar etmiş onlara. Başak ve annesi kadının ettiği dualara o kadar sevinmişler ki ona artık burada kalabilmesi için ısrar etmeye başlamışlar. Kadın onların bu isteği karşısında:

-" Olur kalırım" demiş. Başak ve annesi kadının kötü niyetinden habersizmişler. Artık birlikte yaşamaya başlamışlar. Aradan günler geçmiş kötü niyetli kadın planını uygulamaya başlayıp artık hergün Başağın saçlarını tarıyor kimseye göstermeden de dökülen saçlarından bir kısmını saklıyormuş. Gece çiçeklerin üzerine kimseden habersiz aldığı saç tellerini koyup sabah olduğunda gidip altınları alıyormuş. Bu böyle devam etmiş, artık kadın bu durumdan sıkılmaya, ona zor gelmeye başlamış. Bir gece Başak uyurken kötü niyetli kadın makası eline almış ve bütün saçlarını kesivermiş. İşte o an kestiği bütün saçlar birer yılan olup kadının üzerine atlamış. Başak uyanıp "durun" demese yılanlar oracıkta kadını öldüreceklermiş. Kadın korkudan konuşamıyor, deli gibi ordan oraya koşuşturup duruyormuş. Günler geçmiş, birgün köyü niyetli kadın sokakta perişan bir halde otururken karşısına yaşlı bir adam gelmiş. Kadının gözlerinin içine bakarak:

-" Bir zamanlar buralarda bir nalbant yaşardı. Herkes ona hürmet eder, çok severdi. Nalbant bir sabah çiçeğin altın verdiğini gördü. Gözünün önünden çil, çil altınlar gitmiyordu. Uyku uyuyamaz, çalışamaz oldu. O günden sonra baktı eline, diline, kulağına hakim olamayacak herşeyini bırakıp oralardan çekip gitti. Bir dahada kimse ondan haber alamadı. Ben sana söyleyeyim nalbant' a ne olduğunu artık Padişah' ın sağ kolu vezir oldu. Eğer senin gibi kendini tutmasaydı şimdi nalbantta senin gibi perişan bir halde olacaktı" dedi ve oradan uzaklaştı. Yaşlı adam gittikten sonra kadın deli gibi bağırıp saçını, başını yolmaya, oradan oraya koşmaya başladı. Açgözlü olmanın, yalan söylemenin, kötü düşüncelere sahip olmanın cezasını çekiyordu.

Başak'ın saçları kısa sürede tekrar uzadı, güzel çiçeklerin olduğu beyaz evlerinde annesi ile birlikte uzun yıllar mutlu olarak yaşadılar.

Onlar ermiş muratlarına, biz çıkalım tahtına, güller döşeyelim onların yollarına.. gökten üç elma düştü; biri masalı yazanın, biri bu masalı okuyanın, biri de tüm dinleyenlerin başına..

 

Nis

 

soba

Soba Kurulurken;

  • Öncelikli olarak baca temizlenmiş olmalıdır. Bacanın açık olduğu-çekişi, küçük bir ayna ile ve kâğıt parçası yakılarak kontrol edilebilir.
  • Soba oda içerisinde bacaya yakın bir yere devrilmeyecek şekilde yerleşti­rilmelidir.
  • Soba boruları duvara en az 50 cm en fazla 1,5 metre uzaklıkta olmalı ve fazla dirsek ve borudan kaçınılarak ( en fazla iki dirsek) bacaya bağlanmalıdır.
  • Soba boruları ile dirsek ek yerleri ve baca girişi yanmaz alüminyum bantla bantlanarak sızdırmazlık arttırılabilir.
  • Soba borularının uç kısımları baca deliğine fazla sokulup baca tıkanmasına neden olunmamalıdır.
  • - Soba ile duvar arasına konulacak ısıyı yansıtan bir levha; odanın daha iyi ısınmasını sağlayacaktır.

Sobalarımızı Bağladığımız Bacalar;

Aşırı sıcaklar çeşitli sağlık problemlerini de beraberinde getirmektedir. Sıcaklık ve nem artışına bağlı olarak vücut ısısı artmakta ve metabolizma bu yeni duruma uyum sağlamaya çalışmaktadır. Normalde terleme ile vücut ısısı dengede tutulmaya çalışılır. Ancak aşırı sıcaklarda sadece terleyerek vücut ısısı dengede tutulamaz. Yaşlılar, bebekler ve kronik hastalığı olanlarda terleme mekanizması ile vücut ısısının dengede tutulması her zaman mümkün olmayabilir. Yine ortamdaki nem oranı yüksekse terleme suretiyle vücut ısısı yeterli düzeyde düşmeyebilir. Ayrıca şişmanlık, herhangi bir hastalığa bağlı yüksek ateş, aşırı sıvı kaybı (dehidratasyon), kalp hastalığıruh ve sinir hastalığıalkol ve uyuşturucu madde kullanımı ile tedavi amaçlıbazı ilaçların (tansiyon düşürücüler, idrar söktürücüler vb.) kullanımı da sıcak havalarda terlemeyi etkileyen diğer faktörlerdendir. Bu gibi durumlarda yükselen vücut ısısı beyin ve diğer hayati organlarda hasara yol açabilir.

  •  Mümkünse bağımsız olmalı, başka dairelerle ortak kullanılmamalı; yani aynı bacaya başka soba, şofben gibi cihazlar bağlanmamalı,
  • Bina çatısının en yüksek noktasından en az 50-80 cm yukarıda ve 3 metre uzağında olmalı, en yakın binaya en az 6 metre uzaklıkta olmalı,
  • Üzeri iyi sıvanmış olmalı, yarık ya da çatlak bulunmamalı; iç yüzeyi ise mümkün olduğunca pürüzsüz olmalı,
  • Üzerinde kar sularının, yağmur sularının ve kuşların girişini engellemek için başlıkolmalı,
  • Yılda en az bir kez temizletilmelidir.

"Tam sönmemiş soba kovaları, karbon monoksit zehirlenmelerine neden olmaması için evin içinde tutulmamalıdır"


hsgm resim 27Soba Yakarken;

Sobalarda kömürü yakarken en üst verimi sağlayabilmek için üstten yak­ma tekniği kullanılmalıdır. Kömür bu şekilde yakıldığında içerisinde bulunan uçucu ve yanıcı gazlar da soba içerisinde yanmakta ve böylelikle daha fazla ısı alınmakta, bacadanatılan gaz ve duman azalmakta ve soba boruları ve bacalar daha geç kurumlanmaktadır. Düzgün uygulanan üstten yakma tekniği karbon monoksit gazından zehirlenme riskini en aza indirmektedir.

  • Kömürü kullanmadan 4-5 gün önce torba ağzını açıp, havalanıp kurumasını sağlayın. Soba da daha verimli yanacaktır.
  • Sobanın içerisine 2/3 oranında kömür doldurun.
  • Kömürün üzerine tahta parçaları koyarak tutuşturun, güç yakıtları kullanmamaya özen gösterin.
  • Kömür tutuşturulurken sobanın alt ve üst hava kapakları açık olmalıdır.
  • Tutuşmadan sonra üst hava kapağı kapatılıp alt kapaktan hava girişi ayarlanmalıdır.
  • Soba yanarken alt hava kapağı ve baca çıkısında bulunan duman kelebeği mutlaka açık olmalıdır.
  • Üstten yakılan sobaya sonradan kömür ilavesi kesinlikle yapılmamalıdır; yanma kötüleşeceğinden zehirli karbon monoksit gazı çıkışı artacaktır.
  • Soba söndükten sonra kömür doldurulmalı, ya da kovalı sobalarda yeni kova koyulup üstten yakılmalıdır.
  • Mümkünse yatarken soba söndürülmeli ya da alt hava girişi ve duman kelebeği açık bırakılmalıdır.
  • Tam sönmemiş soba kovaları, karbon monoksit zehirlenmelerine neden olmaması için evin içinde tutulmamalıdır.

Nis

3 NİSAN TARİHİNDE NELER OLDU?


OLAYLAR

1559 - İtalya Savaşı'nı bitiren barış anlaşması imzalandı.

 

1879 - Rus ordusu tarafından alınan Osmanlı toprağı Sofya, Bulgaristan'ın başkenti ilan edildi.

 

1906 - Lumière Kardeşler renkli fotoğrafı icat etti.

 

1918 - Çaldıran ve Saray'ın düşman işgalinden kurtuluşu.

 

1922 - Josef Stalin ilk Sovyetler Birliği Komünist Partisi Genel Sekreteri oldu.

 

1930 - Türk kadınlarına belediye seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı tanıyan yeni Belediyeler Kanunu kabul edildi.

 

1937 - 1961'e kadar, Türkiye'nin tek demir-çelik üreticisi olarak kalan Karabük Demir Çelik Fabrikaları'nın temeli, Başbakan İsmet İnönü tarafından, Zonguldak'ın Karabük köyünde atıldı.

 

1948 - ABD Başkanı Harry Truman, ekonomik yardımları içeren Marshall Planı'nı imzaladı.

 

1954 - Adana'da, THY'na ait bir uçak düştü, 25 kişi öldü. Kazada arkeolog, felsefeci ve siyaset adamı Remzi Oğuz Arık da 55 yaşında yaşamını yitirdi.

 

1960 - Moskova'da Bolşoy Tiyatrosu'nda sahneye çıkan opera sanatçısı Leyla Gencer, Verdi'nin 'La Traviata' adlı yapıtında büyük başarı kazandı.

 

1963 - 27 Mayıs, Hürriyet ve Anayasa Bayramı olarak ilan edildi.

 

1975 - 23 yaşındaki Sovyetler Birliği vatandaşı Anatoli Karpov, dünya satranç şampiyonu oldu.

 

1979 - Pakistan devrik Başbakanı Zülfikar Ali Butto idam edildi.

 

1986 - IBM ilk laptop bilgisayarlarını tanıttı.

 

1992 - Ankara'nın Çankaya ilçesi kaymakamlığına vekil olarak atanan Azize Düşer, Türkiye'nin ilk kadın kaymakamı oldu.

 

2007 - Fransa'da hızlı tren, deneme sürüşünde saatte 574,8 km hıza erişerek dünya rekoru kırdı.

 

3 NİSAN'DA DOĞANLAR

Doğum1783 - Washington Irving, ABD'li yazar, denemeci, biyografi yazarı ve tarihçi (ö. 1859)

Doğum1881 - Alcide De Gasperi, İtalya Cumhuriyeti İlk başbakanı, devlet adamı ve politikacı (ö. 1954)

Doğum1894 - Neva Gerber, ABD'li oyuncu (ö. 1974)

Doğum1915 - İhsan Doğramacı, Iraklı Türkmen ilk YÖK başkanı, doktor ve akademisyen (ö. 2010)

Doğum1921 - Darío Moreno, Yahudi asıllı Türk sözyazarı ve şarkıcı (ö. 1968)

Doğum1922 - Doris Day, ABD'li oyuncu ve yapımcı

Doğum1924 - Marlon Brando, ABD'li oyuncu (ö. 2004)

Doğum1927 - Fethi Naci, Türk yazar ve eleştirmen (ö. 2008)

Doğum1930 - Helmut Kohl, Almanya başbakanı

Doğum1934 - Jane Goodall, İngiliz primatolog, etolog ve antropolog

Doğum1935 - Ahmet Yüksel Özemre, ilk Türk atom mühendisi, akademisyen ve yazar (ö. 2008)

Doğum1948 - Jaap de Hoop Scheffer, Hollandalı siyasetçi

Doğum1958 - Alec Baldwin, ABD'li oyuncu

Doğum1961 - Eddie Murphy, ABD'li oyuncu ve komedyen

Doğum1963 - Criss Oliva, ABD'li müzisyen (ö. 1993)

Doğum1972 - Sandrine Testud, Fransız tenisçi

Doğum1978 - Matthew Goode, İngiliz oyuncu

Doğum1978 - Tommy Haas, Alman tenisçi

Doğum1982 - Fler, Alman şarkıcı

Doğum1982 - Cobie Smulders, Kanadalı oyuncu

Doğum1984 - Maxi López, Arjantinli futbolcu

Doğum1985 - Jari-Matti Latvala, Fin Dünya Ralli Şampiyonası pilotu

Doğum1985 - Leona Lewis, İngiliz şarkıcı

Doğum1986 - Amanda Bynes, ABD'li oyuncu

Doğum1992 - Yuliya Efimova, Rus yüzücü

3 NİSAN'DA ÖLENLER

1882 - Jesse James, Amerikalı haydut, (d. 1847)

 

1897 - Johannes Brahms, Alman besteci (d. 1833)

 

1950 - Kurt Weill, Alman besteci (d. 1900)

 

1954 - Remzi Oğuz Arık, Türk arkeolog, yazar ve siyaset adamı (d. 1899)

 

1982 - Warren Oates, ABD'li aktör (d. 1928)

 

1990 - Sarah Vaughan, ABD'li şarkıcı (d. 1924)

 

1991 - Graham Greene, İngiliz yazar (d. 1904)

 

2000 - Terence McKenna, ABD'li yazar ve filozof (d. 1946)

 

2015 - Kayahan, Türk pop şarkıcısı, besteci ve söz yazarı (d. 1949)

Nis

Otizm Farkındalık Günü, Birleşmiş Milletler tarafından farkındalık yaratmak ve otizm ile ilgili sorunlara çözüm bulmak için ilan edildi. Pek çok medya kuruluşu ve sivil toplum örgütü tüm dünyada otizm ile ilgili farkındalık mesajları yayınlıyor ve paylaşıyor. Peki, otizm nedir, belirtileri neler?

OTİZM NEDİR?

Otizm spektrum bozukluğu, doğuştan gelen ya da yaşamın ilk yıllarında ortaya çıkan, diğerleriyle iletişim kurmayı zorlaştıran ve engelleyen, karmaşık bir nöro-gelişimsel bozukluk olarak tarif edilir.

OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞU BELİRTİLERİ

Otizm en erken 8 aylıkken bulgu verir. 18 aylıkken testlerle tarama yapıldığında sonuç alınır. Güvenilir bir klinik tanı için 3 yaşı bitirmesi beklenmelidir. Göz teması, seslenildiğinde dönüp bakması ve işaret etmesi normal gelişim açısından önemlidir. Belirtileri otizmle karışan hastalıklar vardır. Özellikle dil sorunlarının bazı formları örtüşür.

– Göz kontağı kuramama,

– Yaşıtlarıyla arkadaşlık kuramama,

– Diğerleriyle eğlence, ilgi veya başarıyı paylaşmaya karşı ilgisizlik,

– Empati eksikliği. Otistikler, diğerlerinin acı ve üzüntü gibi duygularını anlamada zorluk çekebilirler,

– Konuşmayı öğrenememe veya konuşmada gecikme. Otistiklerin % 40'ı asla konuşmaz,

– Sohbet etmeye başlamada zorlanma ya da başlamış bir konuşmayı sürdürmede zorlanma,

– Kalıplaşmış veya sürekli tekrarlanan konuşma,

– Aynı şeyleri yapmakta ısrar, rutine sıkı bağlılık,

– Duyusal az veya çok uyarılma,

– Dinleyicilerinin bakış açısını anlamada zorlanma. Örnek vermek gerekirse, karşısındaki kişinin yaptığı espriyi anlamayabilir. Kelimeleri algılayıp anlar ama ima edileni anlayamaz.

OTİZM FARKINDALIK GÜNÜ TARİHÇESİ

2 Nisan, tüm dünyada otizm konusunda farkındalık yaratarak otizmden kaynaklanan sorunlara çözümler yaratmak amacıyla, 2008 yılında Birleşmiş Milletler tarafından "Dünya Otizm Farkındalık Günü" olarak ilan edildi. Her yıl, "Otizm Farkındalık Ayı" olan Nisan ayı boyunca dünya genelinde otizmin sorunlarını ve çözümleri konuşuluyor, araştırmaların teşvik edilmesi ve erken teşhisle tedavinin yaygınlaştırılması hedefleniyor.

OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞU ÇEŞİTLERİ

Üç tip otizm spektrum bozukluğu vardır:

Otizm

Buna bazen "klasik" otizm denir. "Otizm" kelimesini duyunca çoğu insan böyle düşünüyor. Otistik bozukluğu olan kişilerde genellikle önemli dil gecikmeleri, sosyal ve iletişim sorunları ve sıra dışı davranışlar ve ilgi alanları vardır. Otistik bozukluğu olan birçok kişi de zihinsel engellidir.

Asperger Sendromu

Asperger sendromu olan kişilerde genellikle daha hafif otistik bozukluk belirtileri vardır. Sosyal zorlukları, sıra dışı davranışları ve ilgileri olabilir. Ancak, genellikle dil veya zihinsel engellilik sorunları yoktur.

Yaygın Gelişimsel Bozukluk

Buna bazen "atipik otizm" veya PDD-NOS denir. Otistik bozukluk veya Asperger sendromu için bazı kriterlere uyan, ancak hepsine uymayan kişilere atipik otizm teşhisi konulabilir. Bu insanlar genellikle otistik bozukluğu olanlara göre daha az ve daha hafif semptomlara sahiptir. Belirtiler sadece sosyal ve iletişim sorunlarına neden olabilir.

OTİZM TEDAVİSİ

Şu anda otizm spektrum bozukluğu (OSB) için tek bir standart tedavi yoktur. Ancak semptomları en aza indirmenin ve yetenekleri en üst düzeye çıkarmanın birçok yolu vardır. OSB'li kişiler, uygun tedaviler ve müdahalelerle, tüm yeteneklerini ve becerilerini kullanma şansına sahip olurlar.

 

En etkili tedaviler ve müdahaleler her insan için genellikle farklıdır. Bazı durumlarda, tedavi otizmi olan kişilerin normal insanlar gibi yaşam sürmesine yardımcı olabilir. Bu amaçla davranışsal eğitim ve özel terapiler uygulanır. Uygulanacak tedavinin aileye uygun olması da önemlidir. Konuşma terapisi, motor yetenekleri artırmaya yönelik terapiler, sosyal ileşim becerisini kazandırmaya yönelik terapiler uygulanan tedaviler arasındadır.

İlaçlar, depresyon, dikkat eksikliği-hiperaktivite, obsesif kompulsif bozukluk gibi otizme eşlik eden durumlarda kullanılabilir.

Nis

Nis

OLAYLAR

1453 - Fatih Sultan Mehmet, İstanbul'u kuşatma harekâtına başladı.

1917 - ABD, fiilen I. Dünya Savaşı'na girdi.

1918 - Van ve Muradiye'den Rus İmparatorluğu ve Batı Ermenistan Yönetimi'ne ait Ordu Birlikleri'nin çekilişi.

1930 - Haile Selassie, kendini Etiyopya İmparatoru ilan etti.

1948 - Yazar Sabahattin Ali, Bulgaristan sınırını geçmeye çalışırken, kılavuzu Ali Ertekin tarafından öldürüldü. 28 Aralık'ta tutuklanan Ertekin'in cezası indirime uğradı. Aynı yıl çıkan af yasasıyla da serbest bırakıldı.

1948 - Ankara'da Opera Binası, Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün de katıldığı bir tören ve ardından Adnan Saygun'un "Kerem" operasıyla perdelerini açtı.

1950 - Bursa Cezaevi'nde bulunan şair Nâzım Hikmet'in affı için, tanınmış sanatçı, yazar ve şair gibi toplumun ileri gelenleri, toplu olarak imzaladıkları sembolik bir dilekçe ile İsmet İnönü'ye başvuru yaptı.

1960 - Kayseri'ye giden CHP Genel Başkanı İsmet İnönü'nün bulunduğu tren, Vali'nin emriyle durduruldu. Zorlukla yoluna devam edebilen İnönü, Kayseri'de 50 bin kişi tarafından karşılandı.

1965 - Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri U Thant; Türkiye'nin, Kıbrıs özel temsilcisi Galo Plaza'nın görevine son verilmesi isteğini reddetti.

1971 - Başbakan Nihat Erim, reform programını TBMM'ye sundu.

1971 - TÜSİAD kuruldu.

1972 - Charlie Chaplin, komünist sempatizanı olduğundan kuşkulanıldığı McCarthy döneminde, 1952'de terk ettiği ABD'ye onca yıl sonra ilk kez ayak bastı. Eski ülkesine Oscar özel ödülünü almak için gelmişti.

1975 - Toronto'daki (Ontario-Kanada) CN Kulesi tamamlandı: Kule, 553,33 m ile dünyanın en yüksek 3. binası.

1975 - Rus satranç ustası Anatoli Karpov, Amerikalı Bobby Fischer'in kendisine karşı müsabakaya çıkmayı reddetmesi ile, henüz 23 yaşında "dünya satranç şampiyonu" ünvânını kazandı.

1976 - İlk Türk Turizm Kurultayı, İstanbul'da toplandı.

1976 - Doğubayazıt ve çevresinde meydana gelen 4,8 büyüklüğündeki depremde beş kişi öldü, 80 ev yıkıldı.

1978 - Dallas dizisi, Amerikan CBS televizyonunda ilk kez yayımlandı.

1982 - Arjantin, Falkland Adaları'nı işgâl etti.

1984 - Soyuz T-11 uzay aracının ekip lideri Rakesh Sharma, uzaya gönderilen ilk Hint ünvânını kazandı.

1987 - İstanbul'da yapılan ECO toplantısında, Türkiye, Pakistan ve İran, uzaya ortak bir haberleşme uydusu fırlatmayı kararlaştırdı.

1989 - Mihail Gorbaçov, Küba lideri Fidel Castro ile görüşmek ve iki ülke arasındaki anlaşmazlıkları gidermek amacıyla Havana'ya gitti.

1992 - Mafya patronu John Gotti, "adam öldürmek" ve "haraç almak" suçlarından New York'ta tutuklandı.

1992 - Ermenistan, Kelbecer'i işgal etti.

2001 - İBDA/C örgütü lideri "Salih Mirzabeyoğlu" kod adlı Salih İzzet Erdiş, "anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye kalkışmak" suçundan idâm cezasına çarptırıldı.

2006 - ABD'de kasırga ölüm saçtı: yalnızca Tennessee'de 29 kişi öldü.

2007 - Büyük Okyanus'ta meydana gelen 8,1 büyüklüğündeki depremin oluşturduğu tsunami, Solomon Adaları'nı vurdu: 28 kişi öldü.

2020 - Doğrulanmış COVID-19 vakalarının sayısı dünya çapında 1 milyonu geçti.

DOĞUMLAR

742 - Şarlman, Alman Kralı (ö. 814)

1348 - IV. Andronikos Palaiologos, Bizans İmparatoru (ö. 1385)

1647 - Maria Sibylla Merian, Alman entomolog, bilimsel illüstratör ve naturalist (ö. 1717)

1725 - Giacomo Casanova, İtalyan yazar (ö. 1798)

1805 - Hans Christian Andersen, Danimarkalı masal yazarı (ö. 1875)

1827 - William Holman Hunt, İngiliz ressam (ö. 1910)

1838 - Léon Gambetta, Fransız siyasetçi (ö. 1882)

1840 - Émile Zola, Fransız yazar (ö. 1902)

1850 - Alexandre Vallaury, Fransız asıllı mimar ve İstanbullu levanten (ö. 1921)

1862 - Nicholas Murray Butler, Amerikalı eğitimci, siyasetçi ve Nobel Barış Ödülü sahibi (ö. 1947)

1875 - Walter Chrysler, Amerikalı otomobil üreticisi (ö. 1940)

1891 - Max Ernst, Alman gerçeküstücü ressam (ö. 1976)

1899 - Peyami Safa, Türk yazar ve gazeteci (ö. 1961)

1914 - Alec Guinness, İngiliz tiyatro ve sinema oyuncusu (ö. 2000)

1927 - Ferenc Puskás, Macar futbolcu (d. 2006)

1928 - Serge Gainsbourg, Fransız şarkıcı (ö. 1991)

1939 - Marvin Gaye, Amerikalı şarkıcı (ö. 1984)

1948 - Ayşin Atav, Türk oyuncu

1950 - Eleanor Barooshian, Amerikalı şarkıcı (ö. 2016)

1960 - Muhammed Micarul Kayes, Bangladeşli bürokrat ve diplomat (ö. 2017)

1962 - Clark Gregg, Amerikalı aktör, yönetmen ve senarist

1967 - Ali Koç, Türk iş adamı

1969 - Mariella Ahrens, Alman oyuncu

1972 - Ashraf Saber, İtalyan atlet

1974 - Tayfun Korkut, Türk futbolcu

1975 - Pedro Pascal, Şili asıllı Amerikalı oyuncu

1976 - Korel Cezayirli, Türk oyuncu

1976 - Pattie Mallette, Kanadalı şarkıcı Justin Bieber'ın annesi

1977 - Michael Fassbender, Alman-İrlandalı aktör

1979 - Aslı Tandoğan, Türk dizi ve sinema oyuncusu

1979 - Bengü, Türk şarkıcı

1979 - Grafite, Brezilyalı futbolcu

1982 - Marco Amelia, İtalyan futbolcu

1984 - Engin Atsür, Türk basketbolcu

1986 - Selen Seyven, Türk dizi, tiyatro ve sinema oyuncusu

ÖLÜMLER

1657 - III. Ferdinand, Kutsal Roma İmparatoru (d. 1608)

1791 - Honoré Gabriel Riqueti de Mirabeau, Fransız siyasetçi (d. 1749)

1872 - Samuel Morse, Amerikalı mucit (d. 1791)

1873 - Melek Cihan Hanım, İran Şahı Muhammed Şah'ın eşi (d. 1805)

1891 - Ahmet Vefik Paşa, Osmanlı Sadrazamı (d. 1823)

1891 - Albert Pike, Amerikalı şair, general ve 33. Derece Büyük Mason Üstadı (d. 1809)

1914 - Paul Heyse, Alman yazar ve Nobel Edebiyat Ödülü sahibi (d. 1830)

1923 - Topal Osman, Türk asker (d. 1883)

1928 - Theodore Richards, Amerikalı kimyacı (d. 1868)

1948 - Sabahattin Ali, Türk yazar (d. 1907)

1953 - Hugo Sperrle, Alman mareşal (d. 1885)

1966 - C. S. Forester, İngiliz yazar (d. 1899)

1972 - Takamatsu Toshitsugu, Japon dövüş sanatları ustası (d. 1889)

1974 - Georges Pompidou, Fransa Cumhurbaşkanı (d. 1911)

1987 - Buddy Rich, Amerikalı müzisyen (d. 1917)

1992 - Necdet Evliyagil, Türk şair ve milletvekili (d. 1927)

1995 - Hannes Alfvén, İsveçli astrofizikçi (d. 1908)

2003 - Edwin Starr, Amerikalı şarkıcı (d. 1942)

2005 - İhsan Topaloğlu, Türk siyasetçi (d. 1915)

2005 - Papa II. John Paul, Katolik kilisesinin Polonya kökenli ilk lideri (d. 1920)

2007 - Ömer Abuşoğlu, Türk siyasetçi (d. 1951)

2008 - Yakup Satar, Türk İstiklal Madalyası sahibi ve İstiklal Savaşı'nı yaşamış son gazi (d. 1898)

2012 - Neslişah Sultan, son Osmanlı Padişahı Sultan Vahdettin'in ve son Halîfe Abdülmecit'in torunu (d. 1921)

2013 - Jesús "Jess" Franco (Jesús Franco Manera) İspanyol yönetmen, aktör ve senarist (d. 1930)

2013 - Milo O'Shea, İrlandalı aktör (d. 1926)

2015 - Manoel Cândido Pinto de Oliveira, Portekizli tanınmış film yönetmeni (d. 1908)

2015 - Steve Stevaert, Belçikalı siyasetçi ve eski bakan (d. 1954)

2016 - Gallieno Ferri, İtalyan çizgi roman sanatçısı ve illüstratör (d. 1929)

2016 - Adil Adilzade, Azeri asker (d. 1993)

2016 - Leandro Barbieri (bilinen adları: El Gato Barbieri ve Kot Barbieri), Arjantinli caz müzisyeni, bestecisi ve saksofoncu (d. 1932)

2016 - Rasım Mammadov, Azeri binbaşı (d. 1977)

2017 - Hakan Oruçkaptan, Türk beyin ve sinir cerrahisi uzmanı (d. 1959)

2018 - Dursun Ali Sarıoğlu, Türk tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu (d. 1936)

2018 - Winnie Madikizela-Mandela, Güney Afrikalı siyasetçi ve aktivisttir (d. 1936)

2020 - Oskar Fischer, 1975'ten 1990'a değin Alman Demokratik Cumhuriyeti'nin (ADC) dışişleri bakanı olarak görev yapmış Doğu Alman politikacı (d. 1923)